Oysa bilmeliydin; bütün bir hayatı ürpererek yaşama cesaretiydi aşk. Ve yola çıkıldığında göze alınmalıydı aşkın adressizliği...
Sen bir tepeden masal gibi geldiğinde gözlerime, ben kendi masalımı terk edip, gözlerine benzeyen bir deniz seçmiştim kendime. Bana aşkı öğretmişsen yorgun, terli bir tepede; bırak isyanım tam olsun yüreğimin sessizliğindeki kıyamete... bilirim sen kendince bir hayatı onarmaya düşkünsün. Onarmak içinse gidişin; sen önce seni affet. Adına mavi dediğin çoğul eksikliğinde...
bazen seni affedebiliyor muydun, beni ağladığında?
Bilirsin; ben ki kabilesiz bir savaşçı. Senden aldığım bütün anlamları sana geri verdim. Bir "içim"; kaldı ben de, bir de aklımın aldanmışlığı. Haklısın sende bensiz sularında elbet denizi aşmış bir okyanus telaşı yaşanacaktı. Bağışla sözlerimi. Bağışla gözlerimi. Dahası yok, fazlası az...
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum,
Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum,
Bir de dün gece yazdığımı....
Hiç farkı yok....
Neden azalmıyorsun bende?
Neden gidişin dün gibi?
Neden sana yazdığım her şiir,
Hep aynı yerde takılıyor?
Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim
Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim...
Ve şuna emin ol;
Hiç kimse, yokken bu kadar sevilmedi....
Bugün 19 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!
Sayfa hakkında
Burda sayfan hakkındaki bilgileri yazabilirsin, başka sayfalarını yazabilirsin ya da benzeri işler ;-)